23 Yıldır ülkeyi yöneten Ak parti iktidarının son yıllarında bir başarısızlık olduğu ortada.

Kuruluş felsefeleri ADALET VE KALKINMA üzerinde inşa edilmiş bir partinin bugün geldiği noktada ne Adalet, nede kalkınmadan söz etmek mümkün görünmüyor. 

Ataların dediği gibi Tarih tekrarlardan ibarettir.

1999 yılında DSP MHP ANAP koalisyon iktidarının 2001 yılında yaşanan ekonomideki kriz sonucu IMF ile yapılan antlaşma, yaşanan pahalılık, koalisyon ortakları arasında yaşanan anlaşmazlık ve Başbakan Bülent ECEVİT'in bozulan sağlık durumu MHP lideri BAHÇELİ'nin 2002 yılında erken seçim çağrısı ile yapılan seçimle seçmenin cezalandırdığı koalisyon partilerini baraj altında bıraktığı günleri hatırlamak lazım. 

Bugün Anayasa tartışmaları ile gündem değiştirilmeye çalışılsa da toplumun Anayasa ile ilgilenecek gündemi yok.!

Toplumun içinde yaşadığı gündem geçim derdi, kira derdi aldığı maaş ile bir daha ki maaş gününü nasıl getireceğini düşünüyor. 

Muhalefet ise bu konuda oldukça temkinli.!

CHP Yerel seçimlerde aldığı başarının temellerini güçlendirmeden dillendirecegi bir erken seçim çağrısından uzak dursa da toplumun içinde bulunduğu yaşam koşullarının ağırlığına ne kadar duyarsız kalacağı bilinmiyor.

Ülkemizde 13 Milyona ulaşan mülteci varlığının ekonomiye getirdiği yükün toplumun büyük bir kesiminin itiraz edip tepki gösterdiği görmezden gelinmemelidir.

Vatandaşın Anayasa hiç umurlarında değil.!!!

İKTİDARIN ANAYASA MAHKEMESİNİN ALDIĞI KARARLARI UYGULANMADIĞI, UNUTULMAMALI.!!!

Seçmenin 14-18 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden şans verdiği Recep Tayyip ERDOĞAN'ı 31 Mart yerel seçimlerinde ciddi şekilde uyardığına şahit olduk. 

Asgarî ücretin yetersizliği, emekli maaşları ile geçinmenin mümkün olmadığı alım gücünün her geçen gün azaldığı, kiraların ödenemez hale geldiği bu günlerde toplum Anayasa gündeminden çok enflasyonun düşürülememesi her geçen ay aldıkları maaşların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği bu yüzden bir erken seçim olmalı diye düşünüyor.

İktidar bu şartlar altında bir erken seçim kararı almanın intihar olacağını çok iyi bildiği için Anayasa tartışmaları ile toplumu meşgul ederken enflasyonu kontrol altına alabilmeyi planladığı ortada.

2002 yılında koalisyon hükümetini yerle bir eden ekonomik krizin bugün daha ağır koşullara dönüştüğünü, toplumda ki etkisinin her kesimine ulaştığını iktidar çok iyi biliyor.

Toplum Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkenin problemlerinin çözümü konusunda beklediği etkiyi göremediğini bu yüzden bu sistemi sorgulamaya başladı. 

Dış politikadan, Eğitime, Sağlık sitemine ve en önemlisi ekonomik gelişime çözüm bulmasını beklediği Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin başarılı olmadığını gördü.

Toplum kendi içinde seçim konusunu tartışmaya başladığı dönemlerde gördük ki mevcut iktidarın işi hiçte kolay olmuyor.

2024 yılının iktidar için son şans olduğu, bu yüzden zor geçen bir yıl olacağını söylemek yanlış olmaz. 

2025 yılında şansını iyi kullanıp toplumu mutlu edemez ise bir erken seçim kaçınılmaz görünüyor. 

Ak parti kurmayları bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve biliyorlar ki tarih tekrarlardan ibaret. 

Bu aylarda alınacak bir erken seçim kararının 23 yıllık iktidarı sona erdireceğini bildikleri için bu konunun gündemden uzak tutulması için herşeyi yapacaklar.

Her zaman olduğu gibi taktir okuyucularındır.

Yeni Anayasadan beklentilerimiz Makale: Yeni Anayasadan beklentilerimiz