Aydın’da kaldırımlar yayalara değil, işgalcilere ait. Yaya hakkını savunmak hepimizin sorumluluğu. Çünkü her adım bir haktır.
“Bir ülkenin gelişmişliği kaldırımlarda saklıdır.”
2010 yıllarında Bodrum Gümüşlük’te yol yapıyoruz.
Gümüşlük Belediye Başkanı, Mimar Sinan Üniversitesi’nden emekli, Bodrum’da yaşayan bir profesörle geldi.
Hoca, Bodrum’un yol projelerinde danışmanlık yapıyormuş.
Yaptığımız yolun biten kısmını inceledi, projenin diğer detaylarını benden dinledi.
Hoca, hocalığını yaptı ve öğrencilerine sorar gibi bir soru sordu:
“Siz bu yolu kimin için yapıyorsunuz?” dedi.
Kimse cevap veremedi.
Ne demek istediğini anladım, ama projeyi ben çizmediğim için susmayı tercih ettim.
Yol, otopark yapalım derken yaya kaldırımı için çok az yer bırakılmış.
“Siz vatandaşa yürüyecek yer bırakmamışsınız,” diye başladı ders vermeye.
“Kaldırımlar sadece yürüme amacına hizmet etmez, aynı zamanda bir sosyalleşme alanına dönüştürülebilir.”
“Belediyelerin yaya yollarını kullanmayı özendirip, bizlerin araç kullanımını azaltarak trafiği rahatlatması gerekmez mi?”
“Doğru tasarlanan yaya kaldırımları insanları yürümeye teşvik eder.” (En çok bu sözünü sevmiştim.)
“Yaya kaldırımları, hareketsiz yaşamın getirdiği sağlık sorunlarını çözer.” dedi.
Dedi de dedi…
Sizin anlayacağınız, hoca içimizden geçmişti…
Gümüşlük’ü bir kenara bırakalım, şimdi hocanın söylediklerini alıp Aydın’ın kaldırımlarına bakalım:
Aydın’da vatandaş kaldırımlarda rahat yürüyebiliyor mu?
Yollar yaya öncelikli mi, yoksa taşıt öncelikli mi?
Engelsiz, kesintisiz yaya yolu var mı?
Büyükşehir veya Efeler Belediyesi’nin yürümeyi teşvik eden tek bir projesi var mı?
Benim cevabım net: Hayır.
Aydın’da kaldırımlar, sanki işgal altında.
En yoğun işgal esnaftan.
Kaldırımlara hiç çekinmeden masa sandalyesini koyabiliyor.
Bacak bacak üstüne atıp utanmadan insanların taşıt yolundan yürümesini seyrediyor.
Algida, kola dolaplarını; sebze-meyve tezgahlarını kaldırıma koyup kamuya ait alanı işgal ediyor.
Esnaftan boş kalan kaldırımlara da taşıtlar park ediyor.
Belediye ağaç dikmesini bile beceremiyor.
Bir insanın bile geçemeyeceği dar kaldırımın ortasına, “yeşillik olsun” diye ağaç dikmek kadar salakça bir uygulama olabilir mi?
Hem de yenmeyen meyve ağacı… Çiçek döneminde alerji, meyve döneminde sokaklarda atık…
Belediye kendi kaldırımını işgal eder mi?
Kaldırım işgal edilip, büfe diye kiraya verilir mi?
Büfeler dört yana büyümüş bakkala dönüşmüş kimsenin umurunda değil.
Elektrik direkleri, telekom panoları, bankamatik kuyrukları…
Belediyeler; kamu malı olmaktan çıkmış, tekel olmuş soyguncu AYDEM ve TELEKOM’un kaldırımlarımızı işgal etmesine neden izin veriyor?
Hem siz, kimin yerini kime veriyorsunuz?
Kaldırım dediğimiz yer; kamuya ait, yayaların hakkı, herkesin erişimine açık olması gereken alanlardır.
“Yaya bölgesinin her metrekaresi yayaların hakkıdır.”
“Herkesin istediği yere yaya olarak gitme hakkı vardır.”
“Her çocuğun, okuluna yaya yolundan güvenlik içinde gidip gelmeyi istemek hakkıdır.”
Ama biz Aydınlılar, bu haklarımızı biliyor muyuz?
Biliyoruzsa, neden hakkımızı aramıyoruz?
Yoksa yürümeyi mi unuttuk?
Bazen düşünüyorum:
“Aydın’da gerçekten yaya olmak istemiyor muyuz?”
diye şüpheye düşüyorum.
İnsanların yürüdükleri yollarda önüne engeller koyulmasına neden hiç sesi çıkmaz, anlamıyorum.
Kusura bakmayın ama, ben kaldırımlarındaki işgalleri kabullenemiyorum.
Eskiden yollarda zabıtalar görürdük.
Şimdi ne çarşıda, ne pazarda bir tane göremiyoruz.
Neden kaldırımlardaki engelleri kaldırmaktan korkuyorlar?
Girne Mahallesi’nde yaşıyorum.
Şehir merkezine yürüyerek ulaşmaya çalışıyorum ama kaldırımlarda manzara hep aynı.
Yolun üzeri engel dolu.
Gençlik Caddesi’ndeki bir bölüm hariç.
Gençlik Caddesi’nin, Ekrem Çiftçi İlkokulu ile Askerlik Şubesi arasındaki araçların geçemediği yaya yolunda yürümekten büyük keyif alıyorum.
Bence burası, Aydın’ın en güzel yaya yolu.
Belediye ne yapıp edip Gençlik Caddesi’nin tamamını trafiğe kapatmalı.
Bu cadde, okullara giden çocukların ve ailelerin kullandığı örnek bir yayalaştırma projesine dönüşmeli.
Hatta benzer yollar çoğaltılmalı.
Ve bu yolları tanıtıp vatandaşı yürümeye teşvik etmeli.
Yaya bölgeleri genişletmeli, kesintisiz ulaşım sağlanmalı.
Bugün Aydın’ın yolları taşıta hizmet ediyor, yaya değil.
1 Temmuz 2024’ten itibaren yürürlüğe giren
“Yaya Yolları ve Kaldırımların Tasarım Kuralları Hakkında Yönetmelik” bazı yenilikler getirdi.
Ancak içinde yaptırım yok.
Yaptırımı olmayan yönetmelikler, bizim belediyelerin tam da arayıp bulmak isteyeceği cinsten!
İşlerine geldiği gibi uyguluyorlar, gelmediği yerde yok sayıyorlar.
Büyükşehir’in asfalt yenileme çalışmalarına dikkat edin.
Yollar yenileniyor ama kaldırımlar olduğu gibi kalıyor.
“Vatandaşlarımızı daha güvenli ve konforlu yollarla buluşturuyoruz” sloganı sadece araç sürücüleri için geçerli.
Yani;
Aydın yolları araçlara, kaldırımları işgalcilere ait.
Kendi hakkımız olan zeminde misafir gibiyiz.
UNUTMAYIN:
“Yaya kaldırımı, vatandaşa aittir.”
“Her adım bir haktır.”
“Ve bu hakkı korumak, önce bizim sorumluluğumuzdur.”