Demokrasinin yaşatıldığı rejimlerde en değerli kazanım farklı düşüncelerin birbiriyle iletişim kurabilmesi, ortaya çıkan problemlerin ortak akılla çözüme ulaştırabilme kolaylığına sahip olabilmektir.

23 yıldır iktidarda olan Ak parti genel başkanı aynı zamanda icranın başı olan "CUMHURBAŞKANI" seçim meydanlarında yerel iktidar ile merkezi iktidar aynı partinden olursa hizmet gelir, aksi halde hizmet almazsanız dediğine şahit olmuştuk.

Aydın'da 4 dönemdir CHP yerel yönetimlere hakim 
"Cumhurbaşkanı" merkezî hükümet ile aynı olmadığı için olsa gerek 23 yıldır Aydın büyükşehir olmaktan öte büyük bir köy olarak anılmaya başlandı. 

Aydın'ın problemlerini çözmek için merkezi ve yerel yöneticilerin ortak bir akıl oluşturarak hizmet geliştiremedikleri ortada. 

Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında bir uzlaşı anlayışı kurulamadığı için Aydın'ın gelişimine, değişimine katkı sağlayacak bir çok proje gerçekleştirilemiyor.!!!

Merkezi yönetim temsilcileri ile yerel yöneticilerinin uzlaşı kurmakta zorlanıyor olmasının cezası Aydın ve Aydın'da yaşayanlar çekiyor.! 

Makul, mantıklı konularda ortak akıl içinde iş birliği yapmaktan niçin çekiniyorlar.!!!

Oysa merkezi yönetimin temsilcileri atama ile göreve gelirken yerel yönetici olan belediye başkan ve meclis üyelerinin temsil ettikleri şehrin seçmenleri tarafından seçilerek göreve geldikleri unutuluyor..

Yerel seçimler kazananı belirlemek için olmasına rağmen ortak çözüm üretecek konularda kazanan ve kaybedenlerin uzlaşı yoluyla ortak çözüm üretme noktasında neden yan yana gelemiyorlar.?

Peki neden bu iletişim eksikliği..? 

İlim ve bilim yuvası olan Üniversite yönetimi ile Merkezi yönetime bağlı kamu kurum ve kuruluşları yerel yöneticiler Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ile şehrin gelişimi, değişimine katkı sağlayacak, şehrin insanın ihtiyaçlarını gerçekleştirmek, şehrimize has ürünleri katma değer kazandırmak adına ortak projeler neden  üretmiyorlar.?

Bu uzlaşı kültürü eksikliği yüzünden 23 yıldır Aydın şehrinin biriken problemleri bir türlü çözülemediğine dair birçok örnek mevcut. 

Şehrin Trafik problemlerinden, depreme uygun olmayan kamu binalarının yenilenmesine, kentsel dönüşümden, alt yapı projelerinin gerçekleşmesine, sosyal, kültürel, sportif projelerin yapılabilmesine kadar bir çok hizmetin eksik kaldığını hepimiz görüyoruz.

Belediye yapmıyor, biz niye yapalım.! 

Belediye merkezi yönetim yapsın biz niye yapalım.! 

Merkezi hükümet biz üstümüze düşeni yapıyoruz anlayışı içindeyken, Belediyeler bize sorulmuyor anlayışına sahip

Bu kısır çekişme hizmetlerin aksamasına, uzamasına hatta ertelenmesine neden olarak kaybedilen zamandan dolayı daha çok para kaybına sebep oluyor.

Oysa ortak bir uzlaşı sağlanabilmesi için yerel ve merkezi yönetim meclislerine temsilciler seçiliyor, 
çoğunluk bizde anlayışı azınlığa hükmetme, yok sayma kültürü ne kadar doğru.? 

Hizmet ; o meclislere seçilenleri seçenlere yapılıyor temsil ettikleri seçmenlerin poroblemlerini, beklentilerini karşılayacak ortak uzlaşı kültürünü bir an önce ortak çözüm anlayışına dönüştürüp ihtiyaçlara ortak akıl içinde gerçekleşmesini sağlamak siyasetçilerin görevidir. 

Bunu sağlamayan siyasetçilerin bu güne kadar yaptığı gibi birbirini suçlama alışkanlıkları yaşadığımız şehrin, ilçenin, mahallenin ihtiyaçlarına çözüm üretmek yerine  seçilen yapabiliyorsa yapsın bizi seçselerdi biz yapardık anlayışının doğru olmadığını yaşayarak öğrendik. 

Bu anlayışın hiç kimseye faydası olmadığı ortada. Bu yüzden anlaşanların kazandığı, anlaşmak istemeyenlerin de kaybedeceği günler uzak değil.

Her zaman olduğu gibi taktir okuyucularındır...

Sağlık sistemi alarm veriyor Makale: Sağlık sistemi alarm veriyor