Kurucu genel başkan olarak merkez sağda seçmene bir umut ve seçenek sunabilmek amacıyla İYİ Partiyi kurduğu günden bu yana cesur çıkışlarıyla zaman zaman toplumun takdirini kazanmış olan Meral Akşener, yaptığı siyasi hamleler ve verdiği demeçlerle İYİ Partiyi seçmenin tercihi olmaktan uzaklaştırdı.

İktidara talip olan kurucu genel başkan olarak yaptığı bireysel hatalar sonucu, 14 Mayıs seçimlerinde %17-18 oranında oy alması beklenirken, %9.90 bandına gerilemiş ve 31 Mart yerel seçimlerinde "Özü Başına" çıkışı ile %3.76 oy oranına kadar düşen seçim sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmıştı. 27 Nisan'da yapılan olağanüstü kongre ile aktif siyaseti bırakarak kurucu genel başkan ve İYİ Parti üyesi sıfatıyla kenara çekilmişti.

27 Nisan olağanüstü kongresi sonrası evinde dinlenmeye çekilen Meral Akşener, kendisini arayan siyasetçi ve basın mensuplarıyla bir araya gelmemiş ve kamuoyuna yönelik bir mesaj veya resim bile paylaşmamıştı.

Uzun süre sonra, özel kalem müdürlüğünü yapan Esma Bekar'ın kayınpederi ve Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'in cenaze merasimleri ile kamuoyu önüne çıkan Meral Akşener, 40 gün sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı tarafından yapılan açıklama ile kamuoyunun öğrendiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere saraya gittiği kamuoyuna duyuruldu.

Meral Akşener'in bu davranışı, İYİ Parti temsilcileri ve İYİ Parti'ye gönül verenler tarafından önce "şaşkınlık" daha sonra da "kızgınlık" ile karşılandı.

İYİ Parti genel başkanı ve genel merkezinin bu görüşmeden son dakika haberdar olması "büyük sürpriz" bir gelişme olarak karşılandığı gibi, İYİ Parti'nin olağanüstü kongrede seçilmiş genel başkanı Musavat Dervişoğlu'nu oldukça zor durumda bıraktı.

Musavat Dervişoğlu, katıldığı TV programında bu sürpriz görüşmeye dair verdiği cevaplar ve gösterdiği refleks ile "emanetçi genel başkan" algısını güçlendirmiş oldu.

İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu, bu görüşmeden haberdar edilmediğini TV ekranlarında ifade ederken, nezaket çerçevesinde değerlendirmesi partililer arasında Meral Akşener'in yine "kantarın topuzunu kaçırdığı" ve Musavat Dervişoğlu'nu "zor durumda bıraktığı" şeklinde değerlendirildi.

İYİ Parti olağanüstü kongrede genel başkan adayı olan Mehmet Tolga Akalın ve Koray Aydın tarafından sarayda yapılan görüşme eleştirilmiş, Meral Akşener'in bu görüşme hakkında sessiz kalmasının doğru olmadığı, mutlak bir açıklama yapması gerektiği, toplumun bu görüşmenin İYİ Parti'nin siyaset anlayışını ve duruşunu temsil etmediğini, İYİ Parti yönetimi olarak ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanının daveti ile yapılan görüşmenin nezaket ziyareti olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etmişlerdi.

Geçmişte birbirini eleştiren ve suçlayan rakip olan iki siyasetçinin 1,5 saat görüşmüş olması ve görüşmeye dair hiçbir açıklama yapılmaması, öncelikle İYİ Parti yönetimine ve İYİ Parti taraftarlarına karşı bir sorumluluk anlayışı ile Meral Akşener'in bir açıklama yapması gerektiği görüşünün ağır bastığı bir anlayışın hakim olduğuna şahit olduk.

Meral Akşener'in bu görüşme içeriği hakkında kamuoyunu ikna edecek tatminkar bir açıklama yapamaması durumunda, kurucusu olduğu İYİ Parti'yi ve kendisini töhmet altında bırakacağı tartışmasını ortaya çıkardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte kendisine muhalif olan Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu'yu siyaset mühendisliği içinde kendi partisine katmış, Devlet Bahçeli, Mustafa Destici ve Sinan Oğan gibi muhalifleri AK Parti'ye destek vermeye ikna etmeyi başardığını hatırlatmak isterim.

Her zaman olduğu gibi takdir okuyucularındır.

Akşener'in saray ziyareti İYİ Parti'yi karıştırdı Makale: Akşener'in saray ziyareti İYİ Parti'yi karıştırdı